ARABULUCULUK
Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir "alternatif uyuşmazlık çözümü" (ADR) yöntemidir. Arabuluculuk; tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı tarafsız bir üçüncü kişi yardımı ile mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri bir yöntemdir. Esnek ve etkili oluşu arabuluculuğun iş yaşamı, aile, okul ve hatta milletler arası uyuşmazlıklarda bile uyuşmazlığın taraflarını doğru noktada buluşturan bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmasını sağlamıştır. Aralarındaki uyuşmazlığı, kendi istekleriyle ya da bir mahkemenin önerisi ile arabulucunun eşliğinde çözmeye karar veren taraflar, uyuşmazlık konusunu arabulucuya ileterek, tamamen tarafsız, ön yargı ve yargıdan uzak bir arabulucu eşliğinde, sorunlarını tartışma ve kendileri için en iyi çözümü, bulma fırsatı elde ederler.
Türleri
Arabuluculuk tarafların kendi çözümlerine bulmalarına yardımcı olan kolaylaştırıcı arabuluculuk (facilitative mediation) şeklinde olabileceği gibi, bazı durumlarda arabulucunun uygun bir çözüme dair önerilerde bulunabileceği değerlendirici arabuluculuk (evaluative mediation) şeklinde de gerçekleşebilir. Üçüncü bir arabuluculuk türü ise dönüştürücü arabuluculuktur (transformative mediation). Kolaylaştırıcı arabuluculukta; arabulucu tarafları yönlendirmez, tavsiyede bulunmaz, hakim ya da hakem gibi karar vermez. Değerlendirici arabuluculukta ise arabulucu tarafların görmediği hususları onlara göstermeye çalışır, taraflara muhtemel bir davanın sonucu hakkında tavsiyelerde bulunabilir, dosyanın zayıf ve güçlü yanlarından bahsedebilir ve dosyanın içeriğini değerlendirerek, teknik ve hukuki bilgi sağlayabilir. Dönüştürücü arabuluculuk, akran arabuluculuğunda sıklıkla kullanılmaktadır. Güçlendirme, doğası itibarıyla dönüşümü sağlama konusunda ayrımcılık ve baskıyla baş etmeyi, bunu başarmak için var olan diğer sistemlerle ilişkilenmeyi ve ortaklık içerisinde çalışmayı içerdiğinden bambaşka bir alt yapıyı, süreci ve eğitimi gerektirmektedir.
Arabuluculuk Sürecinin İşleyişi
Arabulucu taraflar arasındaki diyaloğu geliştirmek ve açmak için birçok teknik kullanır. Arabulucu çoğunlukla tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayacak ama yönlendirici olmayan sorular yöneltir. Arabuluculuğun başarısı tarafların anlaşmaya yönelik niyetleri kadar arabulucunun yeteneğine ve aldığı eğitime bağlıdır. Arabuluculuk müzakereleri aksi kararlaştırılmadıkça gizlidir. Arabuluculuk sırasında görüşülenler ne taraflarca ne de arabulucu tarafından açıklanabilir. Arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, müzakerelerde elde edilen bilgi ve belgeler daha sonra açılması muhtemel bir davada delil olarak kullanılamaz. Taraflar arabuluculuğa gitmeye zorlanamaz. Taraflar arabuluculuk sürecine bizzat katılabilecekleri gibi avukatları aracılığıyla da kendilerini temsil ettirebilirler. Avukatların arabuluculuk sürecinde taraf vekili olarak üstlenebilecekleri roller taraf müzakereciliği ve danışmanlığıdır.
Taraflar, eğitimli bir arabulucu eşliğinde kendilerini rahatça ifade etme imkânı bulurlar. Böylece, iletişim eksikliğinden kaynaklanan yanlış anlaşılmaların da ortadan kaldırıldığı bir süreç yaşanır. Arabulucunun mesleki becerileri, görünürdeki sorunlardan çok, tarafların gerçek ilgilerini ortaya çıkarmakta kullanılır. Böylece birbirini daha iyi anlayan taraflar, gelecekteki pozisyonlarını daha doğru alma imkânı bulurlar. İsteklerin ve ilgilerin netleştiği arabuluculuk sürecinde karşılıklı çözüm önerilerinin müzakeresi ile mahkemede ulaşılması hayal bile edilemeyecek etkili ve tarafların menfaatlerini tatmin eden anlaşmalara ulaşmak mümkün olmaktadır. Arabuluculuğun bu özelliği, tarafların arabuluculuk sonucunda varılan anlamalara kanun zoruyla değil gönüllü olarak uymalarını sağlamaktadır. Arabuluculuk gücünü; gelecek odaklı olmasından ve sürecinin sonunda tarafların çoğunlukla ilişkilerini devam ettirmesinden, mutluluk ve barış sağlamasından alır.
Mahkemede yapılan yargılamada, tarafların haklı olup olmadıklarına geçmişteki olaylar ve buna uygun hukuk kuralları tartışılarak karar verilir. Mahkemelerin verdiği karar çoğunlukla haklı görülen tarafı bile tam manasıyla tatmin etmez. Uzun ve stresli yargılama süreci, tarafların gelecekte tekrar ilişki kurmalarını da büyük olasılıkla imkânsız hale getirmiştir. Arabuluculuğun en önemli avantajı; taraflara, geçmişteki sorunlardan sıyrılarak geleceği, bir daha aynı sorunların yaşanmasını önleyecek şekilde planlama imkânı vermesidir. Bununla birlikte arabuluculuk süreci maddi hukuktan bağımsız değildir. Özellikle bir tarafın birden fazla kişiden oluşması halinde bunların birlikte hareket etmek zorunda olup olmadıkları, maddi hukuktan kaynaklanan nedenlerle dava arkadaşlığı kurallarına paralel olarak belirlenir.
Arabuluculuğun Tarihi
Arabuluculuk, çok eski çağlardan beri kullanılan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzak Doğu ve Afrika’da arabuluculuğun tarihçesinin eski çağlara kadar gittiği bilinmektedir. Hatta pek çok kültürde arabuluculuk, alternatif değil, temel uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak kullanılmıştır. Osmanlı’da ulemanın bazı faaliyetleri, modern anlamda arabuluculuğu çağrıştırmakta ve Anadolu kültürü içinde bu yöntemin aslında hiç yabancı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla arabuluculuk, yeni bulunmuş bir barışçı çözüm yöntemi değildir. Yeni olan, arabuluculuğun ayrı bir kurum, usul ve meslek olarak düzenlenmesidir. Modern anlamda arabuluculuk, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1960’lı yılların sonunda sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Özellikle ticari, etnik ve dinî grupların kendi aralarında uyuşmazlık çözümünde kullanılan bu yöntem, modern arabuluculuğa örnek teşkil etmiştir. Bu alanda 1976 yılında yapılan Roscoe Pound Konferansı, milat olarak kabul edilmektedir. Bu konferans sonrasında mahkemelerin, sadece yargılama yapan bir yer değil, aynı zamanda uyuşmazlıklar için en uygun çözüm yolunu yönetecek bir uyuşmazlık çözüm merkezi hâline getirilmesine karar verilmiştir.
Tarihçiler ise arabuluculuğun ilk kez Fenike'de resmi olarak ise Babylon'da kullandığını kabul etmektedirler. Uygulama Antik Yunanistan'da aile arabuluculuğu dışında bir arabuluculuk türü olan proxenetas arabuluculuk olarak biliniyordu. Arabuluculuk daha sonra Antik Roma'da, Roma hukukundan başlayarak, özellikle I. Justinianus ile birlikte tanınmıştır. Romalılar, arabulucuları internuncius, medium, intercessor, philantropus, interpolator, conciliator, interlocutor, interpres ve mediator olarak çok çeşitli isimler altında ifade etmişlerdir.
Bazı kültürler arabulucuları kutsal şahsiyetler, saygıdeğer kişilikler, akil adamlar olarak kabul etmişlerdir. Bazı barışçıl toplulukların üyeleri yerel uyuşmazlıkları, sık sık yerel liderler ya da akil adamların önce götürerek çözüme kavuşturmaya çalışırlardı. Bu barışçıl yöntem çatışmaların çözümünde özellikle Konfiçyüsçü ve Budist topluluklarda yaygın olarak kabul görmüştür.
Kullanım Alanları
Uyuşmazlık çözümüne ek olarak arabuluculuk, sözleşme müzakere sürecinin kolaylaştırılmasında olduğu gibi, anlaşmazlıkları önleme aracı olarak işlev görebilir. Hükûmetler arabuluculuğu politikaları hakkında paydaşları bilgilendirme yöntemi olarak kullanabilirler. Arabuluculuk pek çok alandaki anlaşmazlıklar için geçerli bir yöntemdir. Arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar her ülkede farklılık gösterebilir. Dünya genelinde arabuluculuk ile çözüme kavuşturulan uyuşmazlıklar şunlardır:
Aile Uyuşmazlıkları:
-
Evlilik öncesi yapılan anlaşmalar
-
Mali ya da aile bütçesine ilişkin anlaşmazlıklar
-
Ayrılık
-
Ebeveynlik planlaması (velayet ve ziyaret düzeni)
-
Yaşlı bakımı
-
Aile işletmeleri
-
Yetişkin - kardeş çatışmaları
-
Ebeveyn - yetişkin çocuk çatışmaları
-
Gayrimenkullere ilişkin uyuşmazlıklar
İş (Hukuku) Uyuşmazlıkları:
-
Haksız fesih
-
İşçi mağduriyetleri / şikayetleri
-
İşçiler arasındaki huzursuzluklar
Kamusal uyuşmazlıklar:
-
Çevre
-
Arazi kullanımı
Ticari Uyuşmazlıklar:
-
Ev sahibi / kiracı
-
İnşaatçı / müteahhit - Emlakçı / ev sahibi
-
Sözleşmeler
-
Zarar-ziyan
-
Ortaklıklar
Tüketici Hukukundan doğan uyuşmazlıklar
Diğer Uyuşmazlıklar:
-
Okulda yaşanan çatışmalar
-
Şiddet önleme
-
Mağdur-Fail Arabuluculuğu
-
Kâr amacı gütmeyen kuruluşlardaki uyuşmazlıklar
-
İnanç topluluklarında yaşanan uyuşmazlıklar
-